Sex Hikayeleri

1 sene önce - Admin Ekledi - 1040 Kez Okundu

Ofimizde Muhteşem Seks Hikayemiz

Ofimizde Muhteşem Seks Hikayemiz

yeni bir işyerinde çalışmaya başladığım zamandı. uzun bir zaman geçmişti
ve bir bankaya kredi kartı başvurusu yaptım. kabul oldu ve kredi
kartımın gelmesini bekliyordum. bir gün; odamın kapısı çaldı ve içeriye
bir kargocu girdi. kredi kartımı getirmiş. buğday tenli, içi parlayan
muhteşem gözleri olan, orta uzun boylarda ve fiziği çok çekici duran
birisiydi. yazdı, bir tişört giymişti ama işyeri tişörtü bile bir insana
bu kadar yakışırdı.
kartımı teslim etti, imzamı attırdı. o kadar hoşuma gitmişti ki…
kapıya kadar uğurladım, kapıdan çıkarken imalı, flörtöz ve gözlerinin
direk içine bakarak “çok teşekkür ederim” dedim.
aradan 10 dakika geçmeden telefonum çaldı ve “can bey? ben kargocu,
telefonu doğrulamak için arıyorum” dedi. aman tanrım! delirebilirdim!
resmen, numarasını alabileyim diye arıyordu… tüm öğleden sonrayı
bekledim ama içim içimi yiyordu. bir bahane bulmalı ve iletişim
kurmalıydım…
akşam üzeri aklıma bir fikir geldi ve “pardon, arama listemde bu numara
var ama kim olduğunuzu anımsayamadım” diye bir mesaj attım. çok geçmeden
“kargocu mert ben, iyi akşamlar” diye bir mesaj geldi. artık devam
etmeliydim… “aaa, anımsadım. nasılsınız? kusura bakmayın rahatsız
ettim. tekrar teşekkür ederim kartımı getirdiğiniz için. tekrar görüşmek
ümidiyle” diye cevapladım. “bir gün uğrarım,çayınızı içmeye” diye bir
mesaj geldim. “bir gün, ama çok uzak bir zaman değil mi, başka bir kredi
kartına başvursam onun gelmesi de uzun sürer.” artık dayanamıyordum.
çocuk aşırı güzeldi ve onu deli gibi arzuluyordum.
yaz dönemi cumaları bir çok kişi izinli, ben ve bir kaç çalışan daha
görev yapıyorduk işyerinde. cuma günü “bugün çay içmeye geleyim mi?”
diye bir mesaj geldi. davet ettim. öğlene doğru direk odama geldi.
oturduk konuşuyoruz. çayını ellerimle getirdim. bana çok yakın oturdu.
sohbet ediyoruz havadan sudan ama öyle bir halde ki üzerine atlamamak
için kendimi çok zor tutuyorum.
hardal rengi, vücut hatlarını gösteren skinny bir pantolon, üzerine de
üstten 2-3 düğmesi açılmış, vücuduna oturan slim-fit beyaz bir gömlek
giymiş. gömleğin açık düğmesinden o tapılası buğday rengi teni insanı
iyice çıldırtmaya yetiyor. pantolonun önünde bir kabarıklık var… nasıl
dayanacağımı bilemiyorum.
konuyu yaşam, şehir, hobilerden sekse getiriyorum ve hep seksi ve umut
verici sinyaller alıyorum. en son “dayanamayacağım” dedim… “neye?”
dedi. “muhteşem görünüyorsun” “teşekkür ederim” “üzerine atlamamak için
kendimi zor tutuyorum” gülerek “öyle mi? ne oldu ki?” dedi.
bende zincir kopmuştu. bacaklarını iyce açmış, pantolonunun önünü
sergiliyordu. sandalyeyi sürerek bacağının arasına girip, elimi
çekinmeden önündeki kabarıklığa atıp: “buna dayanmak mümkün değil”
dedim. sevimli bir sırıtışla “hadi ya” dedi.
avuçladım, okşadım, delirebilirdim. “dur yardımcı olayım” dedi.
fermuarını açtı ve dışarıya rengine bile hayran kalacağım bir dev
çıkardı. yarı inikti ama tarifi yoktu. her an biri gelebilir endişesine
rağmen o muhteşem yarrağı okşuyordum. ağzıma almak, hatta üzerine
oturmak istiyordum ama elime almakla yetinmek zorundaydım.
“rahat bir yer yok mu ya” dedi ve aklımda ışık hızıyla planlar yapmak
zorunda kaldım. muhasebe katında, muhasebecinin tek kullandığı bir tavan
arası tuvaleti vardı. önce gidip muhasebeciyle ufak bir sohbet yaptım
ve açık olan kapısını bizi görmeyeceği şekilde kapattım
şüphelendirmeden. mert’i içeri aldım ve tuvalete soktum. o muhteşem
yakışan pantolonun önünden fermuarı açıp diz çöktüm. tapılası yarrak
ağzımdaydı artık. çölde suya hasret kalmışım da o yarrak tek ilacımmış
gibi ağzıma alıyordum. gırtlağıma kadar sokup çıkarıyor, kafasına
dilimle daireler çiziyor, elimle 31 çektiriyor, yine yalıyor onu
delirtiyordum. “nereye boşalayım?”dedi… ağzımı bile açmadan iyice
gırtlağıma kadar soktum ve dilimle içeride masaja başladım. oluk oluk
ağzıma aktı dölleri. damlasını ziyan etmedim…
görünmeden kaçtı ve ben odama geçtim. bir süre hiç görüşmedik. arada
telefondan mesaj ama o kadar.
bir gece, evde otururken telefonum çaldı. arıyordu. “napıyosun?” diye
sorudm “işten çıktım şimdi tekliflere açığım” dedi. “eve gel hemen”
dedim. tarif ettim ve o gelirken hazırlandım. geldi ve direk yatak odama
götürdüm. “burda böyle sohbet edilmez, tamamen çıplak ol” diye bir emir
aldım ve önce onu, sonra kendimi soydum. yatağa uzandı. “yorulmuşum”
dedi. “daha çok yorucu olacak” dedim. çırılçıplak vücudunu öpmeye,
yalamaya başladım. kol altları muhteşemdi. oraya öpücükler, dil
darbeleri… bacaklarına, kasıklarına öpücükler… arada taşşaklarını
ağzıma alıp, sanki 31 çeker gibi onları somurup, sonra yarrağını birden
gırtlağıma alıp onu inletiyordum. sonra tekrar göbek deliğini yalayıp
meme uçlarına, ordan kol altlarını yalamaya… “banyo yapmama gerek
kalmadı ha!”dedi… “hep gel, benim için sakınca yok yalarım” dedim.
yarrağı ağzımda iyice büyürken, kafamı çevirdim “siksene götümü”dedim.
“olur” dedi. beni yüz üstü, bir külçe gibi çevirdi yatakta ve üzerime
yattı. yarrağı göt tarafımdaydı. ellerimi aldı ve kendi götümü iyice
ayırmamı sağladı “böyle tut” emrini verdi. ve birden bir pompalamaya
başladı götümü. öyle güzel bir sikiliş yoktu. dakikalarca içimde o
hayran olduğum adamın yarrağı beni sikiyor… zevki düşünsene. “içine
boşalabilir miyim?” sorusuna “nereme istersen boşalabilirsin; götüme,
üzerime, yüzüme, ağzıma, memelerime… sormana gerek yok”cevabını alınca
içime son bir kökleyişle döllerini akıttı.
az önce yaladığım kolunun altına boynumu alarak sarıldı ve sohbete
başladık. sohbet ederken elim inik yarrağında, dilim ve dudaklarım da
her cümlede bir meme ucunu yalıyor, bir göbek deliğini yalıyor, bir kol
altlarını öpüyor. “ya, yorgunum sanırım kalkmaz bir daha, ayıp olur mu?”
dedi… “hayır, neden ayıp olsun. ellememde ve yalamamda sakınca var
mı?” “yok, neden olsun” dedi… ama yarrağı onla aynı fikirde değildi.
ağzımda inik yarrağına git gel yaparken yarrak yine o haşmetli hale
geldi. “kalkmaz sanıyordum” dedi. o sertliği kaybetmemeye kararlıydım.
yine üstüme çıktı. bu sefer avçlarında memelerim, götümü ikiye ayırmışm
ve içimde muhteşem yarrak. tahminimden daha da uzun süren harika bir
performans ve ensemde yalama ve küçük ıssırıklar… yine götümün
derinliklerinde o harika dölleri…
bu hikaye tam 5 kez “kalkmaz artık” kalkan yarrak ve sikilen götümle
sonuçlandı. 5.inciyi atarken içimden çıktı ve beni önüne diz çöktürdü.
bu seferki döller yüzüme, dilime ve memelerime attırıldı. allahım, meme
uçlarımdan akan döller beni deliye çevirebiliyor… bu da yetmezmiş
gibi, ayağa kaldırıldım ve yüzümdeki ve memelerimden akan döller tüm
yüzüme ve vücuduma krem gibi yayıldı… “temizlicek misin?”diye sordu.
“hayır, böyle kalsın. duşa girince yıkarım”. giyindi ve gitti ama o
kargocuyu unutma şansım yok. muhteşem bir sikişti